Zemin ve temel etüdü malesef ülkemizde “hazırlanması gerekli bir evraklar topluluğu” olarak görülmektedir. Kisa bir süre önce, zemin ve temel etütü uygulama tebligi yayımlanmasina ragmen mimar ve muhendisler hala en az kac sondaj yapilmalı, en fazla kac metreye inilmeli gibi yuzeysel ve anlamsız tartısmaların icerisine girmektedir. Oysa mimar ve muhendisler zemin ve temel etütü’nün önemini kavrayabilseler teblig ve yonetmeliklerdeki minimum degerlerin cok uzerinde sondaj yaparlar/yaptirirlardi.
Zemin ve temel etütü sadece temel dizaynı yapmak icin kullanilan bir çalişma degildir. Zemin ve temel etüdü yapınin statik/dinamik hesaplarinda kullanilan en önemli materyaldir. O kadar önemlidir ki yapı’nin oluşturacaği deprem kuvvetlerini bile bu zemin ve temel etütü belirler. ZA türü bir zeminde olusan deprem kuvveti ile ZD türü zeminde olusan deprem kuvveti ayni degildir(diger degiskenler ayni bile olsa). Tasarlanan yapıda olusacak ivmeyi belirleyen, ivme spektrumu zemin sinıflarina gore belirlenir. Ivme spektrumuna bir nevi deprem buyutme katsayisi dersek dogru zemin tayini’nin ne derece önemli olduğunu gorebiliriz. Esdeger binaları ZA, ZB,ZD,ZD, ZE zeminlerinde yaptiginizi düşünün. ZA zeminde 2 birim deprem kuvveti olusuyorsa, ZB’de 3, ZC’de 4, ZD’de 5, ZE’de 6 birum deprem kuvveti olusacaktir demektir. Dolayisiyle dizaynda bu kuvvetlere gore yapilacaktir.
Anlasılacaģı uzere, henelde olduğu gibi zemin ve temel etütü bir tek jeoloji muhendisi’ne birakilacak kadar basit bir olay degildir(burada jeoloji muhendisleri hafife alınmamış olup, zemin ve temel etütü’nun bir ekip işi oldugu vurgulanmaya calişılmıştır). Zemin ve temel etütunde jeoloji muhendisi de, jeofizik mühendisi de, insaat muhendisi de, mimar da bir ekip calismasi icerisinde olmalidir.
Zemin ve temel etudü esaslari belli olmadan mimari uygulama projesi çizilmez/çizilemez. Ayni sekilde statik projede çizilmez/ćizilemez. Önce zemin ve temel etüd raporu belli olur, daha sonra mimari uygulama projeleri hazirlanir.Nasil ki deprem muhendisligi diye bir kavram vardır, aynı şekilde deprem mimarlıgi diye de bir kavram vardır. ZA sinıfi bir zeminde büyuk deprem tehlikesi olan bir zeminde yapilacak okul ile ZE sinifi buyuk deprem tehlikesi olan bir zeminde yapilacak binalarin mimarisi aynı prensiplerle yapilamaz. Bina fonksiyonu, büyüklüğu ayni dahi olsa aynı mimari prensipler gecerli degildir. ZA sinıfi ve belli deprem tehlikesi olan bir yerdeki bir okul ile ZD sinifi olan yerdeki okul ayni prensiplerle çizilemez. Ulkemizdeki bakanliklarin da tip projeler cizdirip(mesela okul) her zemin sinifında, her deprem tehlikesinde ayni tip projeyi uygulamalari son derece hatali bir uygulamadır.
ZA sinifindaki zeminde bir yapı’nin tasiyici sistemi farklı, ZD sinifindaki bir zemindeki yapı’nin tasiyici sistemi farklidir/farkli olmalıdir. Cunku her iki zemin sınıfi’nin yapida olusturacaği deprem kuvveti farklıdır.Deprem kuvveti disaridan etkimez, deprem kuvvetini yapi oluşturur. O halde br projeci insaat muhendisi once tasıyici sistemi olusturup sonra zemin degerlerini girmez. Iyi bir projeci insaat muhendisi once zemin ve temel etutünü yaptirir donra tasiyici sistemini netlestirir, dogrusu budur.
Iyi bir proje icin iyi bir zemin ve temel etut firmasi ile calismak gerekir. Ucuza yapan degil, dogruyu yapan secilir. Ucuza yapilan ve ZD cikan bir zemin gercekte ZC ise ekonomik kayip cok fazladır. Dogru zemin sinifi tayini icin gerekirse tebligde belirtilenden fazla sondaj, daha derin dondaj yapilabilir. Tebligdeki degerler minimum degerlerdir…
Ahmet CELIKKOLLU
Insaat Muhendisi
ESKISEHIR