Ülkemizin halihazırdaki en önemli problemlerinden biri ekonomi. Ekonomide problem olunca vatandaş olarak bizler “zam” yani mal ve hizmetlere ilişkin genel fiyat düzeyinin yükselmesine ve dolayısıyla paranın satın alma gücünün düşme hızı “enflasyon” olarak tanımlanan kavramla karşılaşırız.
Etkisini çok geçmeden hissederiz. Bir, iki ay içerisinde bütçemizi gözden geçirerek zaruri ihtiyaçlarla tali ihtiyaçları sınıflandırır, harcamalarımızı kısıtlarız. Yada uzun vadeli borçlara girip günü kurtarsak ta mali sıkıntıları geleceğimize öteleriz. Hasılı zam, enflasyon kulağa hoş gelen kelimeler değil yaşam konforumuz açısından. Yaşam konforumuzun enflasyondan etkilenmemesi gelir düzeyimizin en azından enflasyon oranında artmasına bağlıdır. Evet bu konu birçok kesimin muzdarip olduğu bir konu.
Piyasadaki izlenimlerime göre proje müellifleri bu durumdan en fazla muzdarip olan kitle dolayısıyla proje bedelleri enflasyona karşı en fazla direnç gösteren kalemdir.
Bulunduğum ilde neredeyse 10 yıl boyunca proje çizim birim m2 değerinde kayda değer bir değişiklik olmadı. İnşaat sektörünün şahta olduğu süreçte durumu sürümle sübvanse eden müellif inşaat sektöründe meydana gelen daralmayla ekonomik olarak ciddi sorunlarla karşı karşıya kaldılar. Ya iş değişikliği yaparak başka sektörde şanslarını deneyeceklerdi ya sözbirliği edip fiyatlardaki enflasyon direncini kırıp ortak fiyat listesi oluşturulacak vatandaş kalite ve ihtiyacını etkin karşılayan büroyu seçecekti.
Bulunduğum ilde proje bedel kaleminde ciddi bir yekün teşkil etmeyen Zemin Etüd bedelleri firmaların hazırlanacak rapor kapsamı; yeni deprem yönetmeliğiyle sıkı denetim ve ciddi çalışma gerektirmesi de öne sürülerek 10-15 kat fiyat artışı yapılması kararı aldırdı. Şuan uygulanıyor iş sayısı düşse de bir nebze rahatlama oldu. Piyasadan çok tepki alınsa da firmaların bu konuda kararlılığı fiyat güncellemesini piyasaya kabul ettirdi. Diğer müelliflerde aynı yolu izleyebilir. Fakat firma sayısının çokluğu bu yolun önünde ki en büyük engel.
Ne yapılabilir peki işte bu noktada meslek odaları aklımıza geliyor o kadar işlevsizleştiler ki aklımıza gelmesi çözüm mercii olarak tayini bile yazarken bana inandırıcı gelmiyor. Aslında bu konunun en sıkı takipçisi olması gereken odalar kendi görevlerinden ziyade başka etkinliklerle ön plana çıkınca işlevsizleştirilmeleri çokta zor olmadı. Çözüm bulunabilmesinin en kestirme yolu odaların işlevselliğini arttırma, denetim mekanizmasını güçlendirme, bu husustaki tüm çözüm önerilerinin katı bir şekilde uygulanmasını sağlamaktan geçiyor.