Lala Mustafa Paşa Camii. Orijinal ismi Aziz Nikolas Katedrali olan eski bir Katolik mabedidir. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC)’nin en büyük iki camisinden biridir. 1328’de katedral olarak açılmış ve 1571’de Osmanlı Devleti tarafından bölgenin ihtiyacını karşılamak için camiye çevirilmiştir. Kıbrıs Fatihi olarak anılan Lala Mustafa Paşa’nın adını almıştır.
Lüzinyanlar döneminde, 1298 – 1312 yılları arasında inşa edilen yapı, tüm Akdeniz dünyasının en güzel Gotik yapılarındandır. Lüzinyan kralları, önce Lefkoşa’da St. Sophia Katedrali’nde Kıbrıs Kralı, sonra da Mağusa’da St. Nicholas Katedrali’nde Kudüs Kralı olarak taç giyerlerdi. 1571 yılında cami haline getirilene dek, bu törenler yapılagelmiştir. Katedralin en güzel ve en iyi korunmuş olan batı cephesinin mimarisi Fransa’daki Reims Katedralinden etkilenmiştir. Gotik tarzda işlemeli eşsiz bir penceresi bulunan katedralin 16’ıncı yüzyıl Venedik galerisi avluda yer almakta ve günümüzde şadırvan olarak kullanılmaktadır. Girişteki yuvarlak pencerelerin üzerinde bir Venedik arması görülmektedir. Bazı hayvan figürleriyle süslü kabartmanın Salamis’teki bir tapınaktan geldiği sanılmaktadır. Katedralin apsiti, çoğu Kıbrıs kiliselerinde olduğu gibi, Doğu üslubunda ve üç bölmelidir. Katedralin giriş bölümünde yer alan tarihi cümbez ağacı veya tropikal incir (Ficus Soycomorus veya Minimal Deciduos) yaklaşık 700 yıllık geçmişi ile Kıbrıs adasındaki en yaşlı canlı varlıktır. Ağacın katedralin inşaatına başladığı 1298 yılında dikildiği söylenmektedir. Gövdesi 2.70 metreden sonra 7 dala ayrılır. Yılda yedi kez meyve veren ağaç katedralin önüne büyüleyici bir gölge verir. Kökleri Doğu Afrika’ya ulaşan ağaç, güzel bir meyveye sahip olması, sıcak yerler için yarı kapalı gölge bir mekan oluşturma özelliği ve mobilya yapımı için değerli kerestesinin olması nedeniyle eski Mısır’lılar döneminden beri yörede önemliydi. Ağacın meyvelerine halk arasında Firavun meyvesi denmesi belki de buna bağlanabilir.
Yapının önünde bulunan tarihi Tarihi Cümbez Ağacı adanın kuzeyinde çok az bulunmakta olan tropik bir incir türüdür.
Çevresi: Tabandan 1.30 metre yükseklikte 4.95 metre.
Boyu: 15 m.
Tepe şekli: Çok geniş tepelidir.
Tahmini yaşı: 708 (2007 yılı itibarı ile)
Özellikleri:
Ağacın katedralin inşaatına başladığı 1298 yılında dikildiği söylenmektedir. Gövdesi 2.70 metreden sonra 7 dala ayrılır. Kıbrıs’ta yaşadığı bilinen en yaşlı ve canlı ağaçtır. Yılda yedi kez meyve veren ağaç katedralin önüne büyüleyici bir gölge verir.
Kökleri Doğu Afrika’ya ulaşan ağaç, güzel bir meyveye sahip olması, sıcak yerler için yarı kapalı gölge bir mekan oluşturma özelliği ve mobilya yapımı için değerli kerestesinin olması nedeniyle eski Mısırlılar döneminden beri yörede önemliydi. Ağacın meyvelerine halk arasında ‘Firavun Meyvesi’ denmesi, belki de buna bağlanabilir. Yaşamı boyunca birkaç dönem Şubat ayında yapraklarını dökmesi ağacın öldüğü izlenimini vermişti. Fakat yapraklarının bir ay içinde geri gelmesi ve ağacın koyu yeşil yapraklarla yeniden canlanması insanları hayretler içinde bırakmıştı. Eski papirüs çizimlerinde meyvesinin çizimleri yer almaktaydı. Meyveyi yarmak için kullanılan ve eski Mısırlılar tarafından keşfedilmiş bıçak, bu meyvenin olgunlaşmasını hızlandırmaktaydı. Meyveyi yarmak, önceleri, içindeki sineklerin, böceklerin kaçması için düşünülmüştü. Ancak bu yöntemle ethilen gazının üretilmesi sonucu meyve olgunlaşıyordu.
Görünüşüne bakılarak birkaç yüzyıl daha katedralin bu ağacı koruyabileceği düşüncesine kapılmak oldukça sevindiricidir. Cümbez Ağacı ada tarihini anlatan en yaşlı canlıdır. Tanıklık ettiği yüzlerce olay var: Katedral önünde ses çıkaran zırhlar içindeki Lüzinyan Silahşörleri, çekirge belası, Venedik İnşaatçıları. 1571 yılındaki bombardıman, birçok deprem, son yapılan meydan düzenlemeleri ve daha yüzyıllarca olay. Ve daha göreceği birçok sahne..