Sıfır Enerji ile Mimarlık Mümkün mü?

0
214

YEM Yayın’ın BoardeX’in katkılarıyla yayımlanan yeni kitabı Sıfır Enerji Mimarlığına Doğru Yeni Güneş Enerjili Tasarım’ın kamuoyuna duyurulması amacıyla Yapı-Endüstri Merkezi’nin Fulya’daki merkezinde panel düzenlendi.

 Kitabın teknik danışmanlığını yapan Bahçeşehir Üniversitesi Mimarlık ve Tasarım Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mehmet Bengü Uluengin ve Özyeğin Üniversitesi Enerji, Çevre ve Ekonomi Merkezi (EÇEM) Kıdemli Araştırmacı Y. Mimar Yasemin Somuncu’nun konuşmacı olduğu panelde “mimaride sıfır enerji ve düşük enerji” anlayışına uygun, estetik ve teknolojiyi tasarımla bütünleştirmeyi başarmış örnek yapılar, mimarlığı ekolojik sorunların çözümüne yardımcı olacak şekilde yeniden tanımlama ve uygulama kaygısı taşıyan tüm mimar, içmimar, peyzaj mimarı, kentsel tasarımcı ve mühendisler için değerlendirildi.Sıfır enerji tasarımlı duvar çözümleri

Sıfır Enerji Mimarlığına Doğru Yeni Güneş Enerjili Tasarım Paneli‘nin açılış konuşmasını Dalsan Alçı Proje Hizmetleri ve Teknik Pazarlama Yöneticisi Ali Kanver yaptı. Dalsan Alçı’nın markalarından biri olan BoardeX hakkında bilgi veren Ali Kanver, Sıfır Enerji Mimarlığına Doğru Yeni Güneş Enerjili Tasarım kitabına neden destek olduklarını anlattı. Dünyadaki binaların çok büyük bir kısmının küresel enerji tüketiminin yüzde 40’ını oluşturduğuna dikkat çeken Ali Kanver, bu enerji tüketiminin sonucunda ortaya çıkan değerin, araçların yaymış olduğu karbondioksit oranından çok daha fazla olduğunu söyledi.

Özellikle iklim değişikliği ile mücadelede karbondioksit seviyelerini düşürmek adına, yapı sektörü üreticisinden, tasarımcısına kadar herkese birtakım görevler ve zorunluluklar düştüğünü ifade eden Kanver, dünyanın en önemli sorunlarından birinin küresel ısınma olduğunu belirtti. Küresel ısınma ile mücadelede mimarların binanın karbondioksit salımını azaltmak için farklı yöntemler bulması gerektiğine işaret eden Kanver, bu yöntemlerin başında sıfır enerji tüketen bina tasarımlarının geldiğini söyledi. Sıfır enerji tüketen bina tasarımları için de son 20 yılda birçok gelişme olduğunun altını çizen Kanver, “Bu gelişmeler sonucunda profesyoneller, mimarlar ve mühendisler sıfır enerji tasarımlı binalar sundu. Dalsan Alçı olarak buna nasıl katkıda bulunuyoruz? Bizler de üretmiş olduğumuz ürün ve sistemler sayesinde sıfır enerji tüketen binalar için çözümler sunabiliyoruz. Üretim tesisi ve ürünlerinin karbon ayak izini çevresel ürün beyanı ile şeffaflaştırmış olan Dalsan Alçı, Amerikan’dan sonra da Türkiye’de ilk kez üretilen BoardeX ile beraber 2011 yılında bu ürünü tanıttı. BoardeX ile beraber oluşturduğumuz 6 farklı kurallar sistemi ile kendimizi özgü dış cephe kuralları sayesinde çok düşük ısı geçirgenlik değerlerine ulaşabiliyoruz. Sıfır enerjili yapı tasarımı için en çok ısı kaybının olduğu noktaların da duvarlar olduğunu düşünüyoruz. En çok ısı kaybının yaşandığı bu dış cephe duvarlarının da iyi bir şekilde yalıtılması ya da bu duvarların buna göre tasarlanması gerekiyor. Dış cephe duvarlarının daha kalın, daha ağır uygulanmasına ya da yalıtılmasına gerek kalmadan BoardeX ile oluşturduğumuz sıfır enerji tasarımı ile alternatif duvar çözümleri sunuyoruz” dedi.

Kitapta “almak, vermek ve yetinmek” kavramları ön planda

Ali Kanver’in konuşmasından ardından Doç. Dr. Mehmet Bengü Uluengin ve Y. Mimar Yasemin Somuncu, kitabın bölümleri üzerinden mimari sıfır enerji ve düşük enerji konusunu tartıştılar. Doç. Dr. Uluengin, konuşmasında küresel düzeyde gereksinim duyulan tüm enerjiyi sağlayabilecek tek yenilebilir kaynağın güneş olduğunu belirterek, “Güneş 2 dakikada dünyanın ihtiyaç duyduğu yıllık enerji miktarını veriyor. Tek yapmamız gereken, bunu alıp kullanmamız. Bu kadar bedava enerjinin bulunduğu bir ortamda birbirimizi enerji için öldürüyorsak burada bir hata vardır. Kitapta teknik bilgiler olduğu kadar sosyal eleştiri de var. Kitap, elimizde olan ile yetinmenin etiğine değiniyor. Almak, vermek ve yetinmek kavramlarından da çokça bahsediliyor “ dedi.

Enerji üreten binaların birbiri ile alışveriş yaptığı zaman birbirlerinin harcamalarını dengelediğini söyleyen Yasemin Somuncu, “Dünyada nüfus hızla artıyor, kaynakları hızla tüketiyoruz. Kaynaklar azaldıkça fiyatları da artıyor ve alım gücü de kısıtlanıyor. O zaman yetinmek kavramı öne çıkıyor. Güneş, rüzgar ve jeotermal kaynaklardan önce, binalarımızı ne kadar enerji verimli yapabiliriz, daha sonra ihtiyacımız olan enerjiyi özellikle yenilebilir enerji kaynakları ve diğer kaynaklarla nasıl dengeleyebiliriz buna bakıyoruz” diye konuştu.

Kitabın 5 bölümden oluştuğunu söyleyen Uluengin, birinci bölümün “Ekolojik Görüşü Desteklemek” adını taşıdığını söyledi. Kitapta, bu olgunun topluma nasıl kabul ettirilebileceği ve insanlara bu anlayış biçiminin nasıl aşılanabileceğinin ele alındığını kaydeden Uluengin, kitaptan alıntılar da yaptı.

“Kullanıcıların davranışları çok önemli”

“Akıllı bina, o binayı tasarlayan kişinin aklı kadar akıllıdır” diyen Yasemin Somuncu, sözlerini şöyle sürdürdü: “Birçok teknoloji kullanılarak binanın ve iklimin davranışı ile ilgili veri alınıyor. Ama alınan milyonlarca veriyi anlamlandırmak gerekiyor. Eğer anlamlandıramazsak önümüzde sayılar olarak kalıyor. Nerede ne sorun var ya da nerede daha farklı adımlar atabiliriz noktasına bakmak lazım. Kullanıcılar henüz bu konuda çok yeterli değil. Binayı istediğimiz kadar otomasyon ile donatalım, kişilerin davranışları çok önemli. Bina satın alındığında kimse kullanma Kılavuzu vermiyor. Bina istediği kadar akıllı olsun, eğer kullanıcı o binayı nasıl kullanacağını bilmiyorsa, tasarımcıların kullanmasını istediği şekilde kullanmıyor demektir. Çok verimli kullanmıyorsunuz anlamına gelir. O yüzden son zamanlarda kullanıcıların davranışlarının değiştirilmesi ve eğitilmesi konusunda da çok ciddi çalışmalar var. Yeni tasarımlar ve yöntemlerle beraber kullanıcılarla birlikte yok almalıyız ki, yaptığımız çalışmaların bize geri dönüşü olsun.”

Kitabın “Pasif Güneş Enerjili Tasarıma Öncelik Vermek” isimli ikinci bölümünden de alıntı yapan Uluengin, üçüncü bölüm olan “Yetinme Etiğini Tanımlamak” da ise, biraz daha sosyal konulara değinildiğini vurguluyor.

“Tasarım ve imalat yapılmasını sağlayacak kanuni altyapı yok“

Enerji verimliliği ile ilgili AB’nin 2020 hedeflerinin olduğunu anlatan Yasemin Somuncu, “1990 yılına göre karbondioksit emisyonunun yüzde 20 düşürülmesi, binalarda enerji verimliliğinin yüzde 20 artırılması ve yenilebilir enerji kaynaklarının yüzde 20 oranın korunması idi. Geçen yıl yapılan çalışmalarda bu hedeflerin dünyadaki kaynakların tüketilmesine yetmediği görüldü. Çünkü kaynaklar çok hızlı bir şekilde tüketiliyor. Onun için de çok daha iddialı rakamlar ortaya konuldu. 2030 hedefleri olarak da 1990 yılına göre karbondioksit emisyonu yüzde 40 azaltılması, binaların enerji verimliliğinin yüzde 40 artırılması ve yenilebilir enerji kaynaklarının yüzde 27 artırılması hedefi konuldu. Bu bağlamda da artık pasif evler yetmemeye başladı. Sıfır enerjili binalar ve mahalleler oluşturulması için yapılan projeler ve çağrılar hızlı bir şekilde artırıldı ve fonlar buraya kaydırıldı. Türkiye de AB’ye bağlı bir ülke; ama bağlı ülke olmasın rağmen bu çok iddialı hedefleri biz yapacağız demiyor. Biz bu hedeflere ulaşmaya çalışacağız diyor. Ama kanun ve yönetmeliklere bakıldığında tasarım ve imalat yapılacak yeterli bir ortam henüz yok. Biz şu an bunu öğrenme sürecindeyiz. Mümkün mertebe işverenler bu hedefler doğrultusunda gidiyorsa, onlarla beraber mümkün olduğu kadar çalışma şansına sahip oluyoruz” dedi.

Enerji Kimlik Belgesinin 2. Versiyonu çıktı

Türkiye’de Enerji Kimlik Belgesinin 2. versiyonun yakın zamanda çıktığına değinen Somuncu, Versiyon 2’nin versiyon 1’deki birçok sıkıntıyı giderdiğini belirtti. Somuncu, konu hakkında şu bilgileri verdi: “Versiyon 2’de binanın geometrisine göre sisteme giriş yapılabiliyor. Bir önceki versiyonda yenilebilir enerji kaynakları yoktu, onlar var. Orada daha çok binanın yalıtımına yönelik tasarrufla varken, şimdi daha fazla binanın yapısına bakılıyor.”

Dünya Bankası’nın yaptığı bir çalışma hakkında da bilgi veren Somuncu, “EDGE sertifikası çıkardılar. Basit parametreleri olan bir sertifika. Yerel malzemeyi yüzde 20 oranında kullanırsanız, su ve enerjiyi yüzde 20 oranında azaltırsanız bu sertifika veriliyor. Bu sertifika Dünya Bankası tarafından da fonlandığı için Türkiye’deki belli bankalar üzerinden kullanıcının kredi alması mümkün. Bu sertifika çok yeni, lansmanı birkaç hafta önce yapıldı. Dolayısıyla Türkiye’de çalışmalar var” dedi.

Doğru malzeme doğru uygulama

Kitabın “Duyarlı Kabuklar Kullanmak” isimli dördüncü bölümünden de alıntı yapan Uluengin, burada binanın dış yüzeyinin kabuk olarak adlandırıldığını ifade etti. Türkiye’de bina kabuğunun bir ısı yalıtımı görevi olduğu ve binayı yalıtması gerektiği algısının iyice yerleştiğini sözlerine ekleyen Uluengin, kabuğun tek işlevinin bu olmadığını, çok farklı işlevleri de olduğunu kaydetti.

Bina kabuğunu oluşturan birçok farklı malzemenin olduğunu vurgulayan Somuncu, “Bir de binalarımızın farklı cepheleri var. Her bir cepheyi kendi özelliklerine göre değerlendirmek gerekiyor. Bir yapı yaparken her cephede aynı malzemeyi kullanmamak gerekiyor. Radyasyon alan yerde daha farklı bir cam seçerken, daha az radyasyon alan bir yerde farklı bir cam seçilebilir. Böylece hem iç mekanın kalitesi artırılıyor hem de ciddi bir tasarruf sağlanıyor. Projede çalışan usta eğer enerji verimliliği konusunda çok deneyimli değilse, çok kalın ve kaliteli bir malzemeyi yanlış kullanabilir. İnşatta kaliteye biraz daha önem verirsek binaların inanılmaz tasarruf sağladığını hep beraber göreceğiz” diye konuştu.

“Ekolojik Estetiği İfade Etmek”isimli beşinci bölümde ise, son derece teknik görünen bir kitabın içerisinde önemli bir noktaya değinildiğine dikkat çeken Uluengin, “Estetik binalar ekolojik olarak tatmin edici olmazsa bunların benimsenmesinde sorunlar yaşanabilir” dedi.

Panelin sonunda BoardeX tarafından, katılan herkese Sıfır Enerji Mimarlığına Doğru: Yeni Güneş Enerjili Tasarım kitabı hediye edildi. Panelde incelenecek projeler üzerinden, yeni nesil yenilenebilir mimarlığı şekillendirme konusunda güneş ve rüzgârın etkisinin daha iyi kavranması ve günümüzün ekolojik sorunlarına duyarlı olan güneş enerjili yeni mimarlık ürünleri sayesinde dünyamız üzerinde yaşamanın daha kolay olabileceği gösterilmek, anlatılmak amaçlandı.

 “Sıfır Enerji Mimarlığına Doğru Yeni Güneş Enerjili Tasarım Paneli”nin ikincisi 2 Ekim 2017 tarihinde Ankara CerModern’de, üçüncüsü de 1 Kasım 2017 tarihinde İzmir Mimarlık Merkezi’nde gerçekleştirilecek.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.